30 Mayıs 2013 Perşembe

Sultan Mevdüd Dönemi Gazneli - Selçuklu Münasebetleri

 Sultan Mevdüd Hindistan’da geçici bir süre süküneti sağlayınca Selçuklu meselesini kendi lehine çözebilmek için Herat üzerine yürüdü. Sultanın bütün arzusu, Selçukluları ele geçirdikleri yerlerden çıkarmak ve Gazneli devletinin ihtişamını tekrar canlandırmaktı. Nitekim o Güneybatı hudutlarını emniyet altına aldıktan sonra Kuzeybatı Afganistan’da Selçukluları durdurmaya ve geçici de olsa geri çekilmeye mecbur etti.



Sultan Mevdüd Hindistan Meselesi

  Bazı racalarla birlikte Dehli racası Mahipala, Gaznelilerin batı meseleleriyle uğraşmasını fırsat bilerek tekrar bağımsızlığını ilan etmeye teşebbüs etti. Bunlar 1043- 44’de Hansi ile Thanesar’ı zaptederek Gazneli memurlarını buradan kovdular. Müttefiklerin gayesi Müslümanların dinlerine yaptıkları hakaretlere son vermekti. O sebeple Hinduizmin en önemli merkezlerinden biri olan Kangra (Nagarkot)’nın alınması için harekete geçmeleri, Hinduları büyük bir coşkuya sevketti.


Gazneli Sultan Mevdüd Dönemi Sistan Meselesi

  Selçuklular Sistan’a hâkim oldukları sırada, Gazneliler’e bağlı bazı kesimlerin Sultan Mevdüd’dan yardım istedikleri anlaşılıyor. Nitekim kısa bir süre sonra Kaymaz el-Hâcib komutasındaki Gazneli kuvveti Sistan önlerine gelerek karargâhlarını kurdu. Ancak Sistan’da Selçuklular adına hüküm süren Ebu’1-Fazl ile yapılan muharebeyi kaybeden Gazneli kuvvetleri geri dönmek zorunda kaldı. 


Gazneli Sultan Mevdüd Tahta Çıkışı

 Mevdüd Gazne’ye döndükten ve tahta oturduktan sonra vezirliğe yine Abdüssamed’i getirdi. Ancak Mevdüd henüz Gazneliler devletinin yegâne hâkimi değildi. Zira daha önce babası tarafından 1034-35’de Multan valiliğine gönderilen kardeşi Mecdud, istikrarsızlığı fırsat bilerek indus’tan Hansi ve Thanesar’a kadar olan bölgeyle beraber Multan ile Lahor’u da zaptederek halkın mallarına el koymuş ve sultanlığını ilan etmişti. Bu durumu öğrenen Mevdüd onu ortadan kaldırmak için hazırlıklara girişti.


Sultan Mevdüd’un Ölümü

 Sultan Mevdüd Selçuklular’a karşı tek başına kesin bir sonuç alamayacağını anladığı için çevredeki hükümdarlar ile bir ittifak kurmaya çalıştı. Ciddi müzakerelerden sonra isfahan’da bulunan Hemedan’ın eski hâkimi Kâküyî Ebü Kalicâr ve Karahanlılar’dan muhtemelen ibrahim b. Nasr ile ittifak yaptı. 

 

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Dandanakan Savaşının Sonuçları

 23 Mayısta Gazne ordusu savaşarak Dandanakan Kalesi'ne ulaştı ve burada durdu. Selçuklularda harp nizamında karşılarında yer aldılar Gazneli ordusu susuzluktan bitkin duruma düştü. Çünkü Selçuklular kuyuların ağzını kapatmıştı. Sultan Mesut savaş sırasında kuyuların bulunduğu yere hareket etmek istiyordu.


Dandanakan Savaşı; Gazneliler ve Selçuklular

 Sultan Mesut Gazne’den istediği teçhizat ve askerler geldikten sonra 9 Kasım 1039’da, Herat’dan ayrılarak Nişabur’a doğru ilerlemeye başladı. Merkezde bizzat Mesut, sağ kanatta Sipehsâlâr Ali ve sol kanatta Hâcib Sübaşı yer almaktaydı. O sırada Tuğrul Bey Nişabur’da bulunmaktaydı. Süratle hareket eden Sultan Mesud doğrudan Nişabur’a gidecek olursa Tuğrul Bey’in kaçacağını bildiği için önce Tus şehrine yürüyüp onu şaşırtmak istedi.


Gaznelilerin Talhab Yenilgisi

 Sultan Mesud’un Hindistan’da bulunmasından faydalanan Türkmenler Talekan ve Faryab’ı yağma etmişlerdi. Belh’de bulunan Gazne ordusunun kış mevsiminde Türkmenlere karşı harekete geçmesi mümkün olmadığından zarara uğrayan başka yerler de vardı. Ayrıca Gazneli komutanı Hacib Sübaşı Nişabur’dan ayrılıp kesin bir savaşı göze alamadığından işi savsaklamaktaydı. Nihayet sultanın ihtarıyla harekete geçti.


27 Mayıs 2013 Pazartesi

Selçuklu Gazneli Mücadelesi

 Sultan Mahmud döneminde takip edilen katı politikalarla Selçukluların bir tehdit haline gelmesine fırsat verilmemişti. Fakat Mesud aynı feraseti gösterememiş, hızla büyüyen Selçuklu tehlikesi karşısında kesin bir tavır ortaya koyamamıştır. Sultan Mesud’un Selçuklular karşısındaki tek tutarlı davranışı hiçbir zaman onlara güvenmemesidir.


Gazneliler Devleti Siyasi Tarihi (Özet)

Gazne ve çevresinin tarihi coğrafyasını tanıyacak.

Bugünkü Afganistan’da Kabil’in 145 km. kadar güney-batısında yer alan Gazne, denizden 2.225 metre yükseklikte bir yayla üzerinde yer alır. Bölgenin en eski ahalisi hakkında her hangi bir bilgi bulunmamaktadır. Afganistan ahalisini, çevreden gelip bölgeye yerleşen halklar ile bunların zaman içerisinde değişime uğramış kesimleri teşkil etmektedir ki, Arap kaynaklarının Halaç adıyla zikrettiği Türk boyu Kalaçlar, bunlar arasındadır. M.Ö. II binli yıllarda gerçekleştiği varsayılan Ari göçü bir tarafa bırakılırsa bölge dışarıdan gelen istilalara ve onlardan bazılarının burada kurduğu devletlere sahne olmuştur.


Gazneli Sultan Mahmut Dönemi; Afgan Seferi

 İndus nehri ile Gazne arasındaki dağlık bölgede yaşayan Afganlar (Peştunlar), Sultan Mahmut’un idaresindeki bölgelerde zaman zaman yol keserek Horasan ve Hindistan arasındaki kervanları yağmalamaktaydılar. Hatta 1019’da Kanauç seferinden dönen Gazneli ordusuna da saldırmışlardı. Bunun üzerine Sultan Mahmut, Afganların yaşadığı bölgeye bir sefer tertip ederek dağlık bölgeyi ele geçirdi. Kâbil’in doğusundaki Nür ve Kirât vâdilerindeki putperest Afganlıların üzerine asker sevk edildi.


26 Mayıs 2013 Pazar

Gazneli Sultan Mahmut Dönemi; Büveyhîlerle Münasebetler

Sultan Mahmut, tahta geçtiği sırada Kirmân bölgesine Büveyhî hanedanından Bahâü’ddevle Ebû Nasr Fîrûz (998-1012) hâkimdi. Sultan Mahmut’un başarıları Bahâ- ü’ddevle’yi Gaznelilerle dostluk ve ittifak tesis etmeye mecbur bırakmıştı. İran’a ait milli bir his olarak tezahür eden şi’i zümresinden olmalarına rağmen takip ettikleri politika Sultan Mahmut’u Büveyhîler’e müdahaleden alıkoymaktaydı. Ancak onun Kirmân’a hâkim olmak için bir fırsat beklediği görülmektedir. Nitekim 1012’de Bahâü’ddevle’nin ölümü Sultan Mahmut’a beklediği fırsatı yakalama imkânı verdi.


Gazneli Sultan Mahmut Dönemi; Ziyârîler ile Münasebetler

Gazneliler’in ortaya çıktığı dönemde Cürcân ve Taberistân’a Ziyârîler hâkimdi. 1012 yılında Ziyarî hükümdarı Kabûs b. Vuşmgîr’in zulmüne tahammül edemeyen ordu isyan etmiş ve onu tahttan indirerek yerine oğlu Felekü’l-Me’âlî Menûçehr’i geçirmişti. Bu gelişme üzerine Sultan Mahmut, daha önce babasıyla anlaşmazlığa düşerek kendisine sığınan Kabûs’un diğer oğlu Dârâ’yı başa geçirmek üzere Arslan Câzib kumandasında bir orduyu Ziyârîler üzerine sevk etti.


Sultan Mahmut Dönemi; Garcistan’ın Zaptı

 Belucistân’m kuzeydoğusuna düşen dağlık Kusdar bölgesini de 1011’de itaat altına aldıktan sonra Gazne’ye dönen Sultan Mahmut, kışı Gazne’de geçirdikten sonra 1012’de Garcistan’ı zapt etmek üzere harekete geçti. Bu günkü Afgan Türkistânı içinde, Murgâb’ın menbaına yakın bir bölgede yer alan Garcistân, 999 yılında Gaznelilerin yüksek hâkimiyetini tanımış ve hutbe Sultan Mahmud adına okunmaya başlanmıştı. Bölgenin hâkimi Ebû Nasr Muhammed b. Esed’in yerine geçen oğlu şîr Muhammed, Karahanlıları Horasan’ı zabt etmeleri için gizlice kışkırtmakta idi.


Sultan Mahmut Dönemi; Güristan’ın Fethi

 Afganistan’ın Helmend vadisi ile Herât arasında bulunan dağlık bölgeye Güristân ya da Mendîş denilir. Bazen yanlışlıkla Gür diye de isimlendirilen bu bölge kuzeyde Garcistan, batıda Herat, güneyde Garmir ve Nimruz, doğuda Kabil ve Kandahar bölgeleriyle sınırlıdır. Bazı başarısız kalan teşebbüslere rağmen Sebüktegin etki sahasını Gür’un doğusuna kadar uzatmış ve Gür hâkimi Muhammed b. Sürî ona tâbi olmuştu.


Gazneli Sultan Mahmut'un Zaferleri


Gazneli Sultan Mahmut ve daha sonra Hindistan'da kurulan Müslüman Türk Sultanlıklarının çalışmaları sonucunda İslamiyet Hindistan'da geniş bir alana yayılarak günümüzde Pakistan, Afganistan, Bangladeş devletlerinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Ayrıca günümüzde Hindistan'a bağlı Keşmir Bölgesi nde önemli oranda Müslüman nüfus bulunmaktadır.

Gazneli Mahmut, ilme ve sanata büyük önem verirdi. Sultan'ın sarayında her gün âlim ve şairlerle ilmî fikir alışverişi yapılırdı. Sultan bu toplantıların birçoğuna kendisi de katılırdı. Sultan Mahmut'un adına birçok eser yazılmış olup kendisine sunulmuştur. Firdevsî'nin Şehnâme'si bunlardan biridir. Otuz üç sene adalet ve başarılarla saltanat sürüp, 1030'da Gazne'de vefat etti. Sultan Mahmut, ömrünün kırk beş senesini savaş meydanlarında geçirmişti. Son derece cesur bir hükümdardı. Gazneli Mahmut'un ölümü üzerine (1030) yerine geçen Sultan Mesut, babası gibi devlet tecrübesine sahip değildi. Selçuklu tehlikesinin artmasına rağmen, O Kuzey Hindistan'a sefer düzenlemişti.

Sultan Mahmut Dönemi ; Hârizm’in Zaptı

 Gazneli Mahmut’un baştan beri Hârizm bölgesini ele geçirmek istediğine işaret eden devrin kaynakları 1016’da Karahanlı ülkesinde baş gösteren iç çekişmelerin sultana bu fırsatı verdiğini kaydeder.
 Hârizm hâkimi Me’munilerden Ebu’l-Abbas Me’mun, Sultan Mahmut’dan çekindiği için kızkardeşi ile evlenerek Gaznelilerle akrabalık tesis ettiği gibi kardeşini de yine sultanın kız kardeşlerinden biriyle evlendirmek suretiyle bu akrabalığı iyice perçinlemişti. Ona rağmen Gaznelilere karşı Karahanlılarla ittifak arayışınısürdürdü.


Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Cat Seferi

Sultan Mahmut, Somnath seferi sırasında ordusuna saldıran Catları tedip etmek üzere harekete geçmekte tereddüt göstermedi. Dolayısıyla Mart 1027’de Multan’a doğru hareket etti. Aynı zamanda gemicilikte usta olan Catlar, Sind vadisine yerleşmiş, çetin ve cengâver savaşçılardı. Hindu dinine mensup olan bu topluluk Pencab’ta yeni kurulan Müslüman-Türk yönetimi için daima mesele olmuştur.


Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Somnath Seferi

 Sultan Mahmut’un Hindistan seferlerinin en önemlilerinden biri Somnath seferidir. Zira bu seferi gerçekleştirebilmek için Gazne ile Somnath arasındaki yaklaşık yüz mil uzunluğunda olan zorlu Rajputana çölünü geçmek gerekmekteydi. Bunun için çok iyi bir hazırlık gerekiyordu. O yüzden Sultan Mahmut, daha Kalincar Seferinden döner dönmez hazırlıklara başlamıştı.

 Nihayet Ekim 1024’te Multan’a hareket edildiğinde Gazneli ordusunun levazımını taşımak için otuz bin deve temin edildi, her askere ihtiyacını karşılamak üzere iki deve verildiği gibi gerekli olan su ve iaşenin taşınması da en ince teferruata varıncaya kadar düşünüldü. Bu seferle Sultan Mahmut, Ecmir civarındaki
 şehirleri hızla ele geçirirken Hindular, tapınaklarına yapılacak taarruzu geç haber aldıklarından hazırlanmaya fırsat bulamadılar.

 Ocak 1025’te Anhilvara’ya ulaşan sultan, Raca Bhima Deo’nun kaçması üzerine şehri kolaylıkla ele geçirdi. Sultan güneye Somnath’a doğru ilerlemeye devam etti. Orada yaşayanlar Tanrı Somnath’ın koruması altında olduklarına inandıkları için kendilerini tamamen gü- vende hissediyorlardı. şehrin racası ise bir adaya kaçmayı tercih etme akıllılığını gösterdi. Ona rağmen kuşatılan kaledeki Brahmanlar ve onların teşvik ettiği gönüllüler tarafından takviye edilen garnizon, Sultan Mahmut’a karşı cesaretle direndi.

 Ama 7 Ocak 1026 Cuma gününe rastlayan ilk hücum sırasında Türklerin ustaca ok atmaları neticesinde şehir surları aşıldı. Bu sırada meşhur putun bulunduğu tapınakta dua eden Hindliler, son bir gayretle tekrar saldırdı ve Gazneli ordusunu geri püskürttüler. Ertesi gün Gazneliler, büyük bir istekle yeniden hücum ederek kısa sürede Somnath kalesini düşürdüler. Ne Hindlilerin sultana bol para teklif etmeleri ne de puta yalvarmaları kalenin tahrip edilmesini engelleyebildi. Elli bin Hindu öldürülerek tapınağa girildi ve sultanın emriyle bir müezzin ezan okudu.

 Aynı zamanda Somnath’daki hazineler yağmalanırken put da paramparça edilerek her biri ibadete giden Müslümanların çiğnemesi için yollara veya camilerin merdivenlerine konulmak üzere Gazne, Mekke ve Medine’ye gönderildi.

Gazneliler ve Abbasi Halifeliği


Sultan Mahmud, ilk zamanlarda Abbasi halifeliği ile iyi ilişkiler içerisinde bulunmaya önem vermiş ve Sâmânîlerin tanımadığı el-Kadir Billâh’ı halife olarak tanımıştı.

 Bu durumdan memnun kalan halife de bir yandan sultana hil’at ve hediyeler gönderirken diğer taraftan onun Hindistan seferlerini ilgiyle takip ederek çeşitli ünvanlar vermekteydi. Buna karşılık Fâtımi halifesine hiçbir şekilde itibar edilmemiş, ona taraftar olanlar şiddetle takip edilirken gönderdiği elçi bile   yargılanarak idam edilmiştir. Tabii olarak bunlar Abbasi halifesini memnun etmekteydi ki, Sultan Mahmud’a Nizâmü’d-Din, Nâsırü’l-Hakk lakabları verildi.

Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Lohkot Kuşatması

Sultan Mahmut, on üçüncü Hind seferini daha önce ele geçiremediği Keşmir üzerine yaptı. Bir aylık kuşatmadan sonra kışın şiddetle bastırması üzerine Lohkot Kalesi önlerinden geri çekilmek zorunda kalan Gaznelilerin, Keşmir’i fethetme teşebbüsü bundan önceki seferde olduğu gibi yine mümkün olmadı. Bu sebeple sultan kış aylarını Pencab’da Lahor yöresinde geçirerek Mart/Nisan 1022’de Gazne’ye döndü.


Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Keşmir Seferi

Nandana Seferi sırasında, Triloçanpal’a yardım etmiş olan Keşmir Racasına bir ceza vermek isteyen Mahmut, 1015 yılında öncelikle Keşmir ve yol üzerinde güçlü Loharkot kalesini kuşattı. Ancak Gazneli ordusu, şiddetli kış yüzünden bir ay sonra kuşatmayı kaldırıp çekilmek zorunda kaldı. Dönüş yolculuğu sultan için çok yorucu ve zahmetli olmuştu.

Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Thanesar Seferi

 İktisadi gücünün kaynağını Hindistan’a dayamak isteyen Sultan Mahmut, Hindu tapınaklarının altın, gümüş vs. gibi kıymetli eşyalarla dolu olduğunu bilmekte ve bu onun seferlerinde önemli bir muharrik unsur olmaktaydı. Dolayısıyla kendilerine dokunulmamasına rağmen tapınakların yağmalanması halkı dehşete düşürmeye yetmekteydi. Bunun en iyi örneklerinden biri sultanın Thanesar seferidir.

 Burası askeri amaçla yetiştirilen en iyi fillerin ve Jagsoom’da Chakrasvami adı verilen büyük bir tapınağın bulunduğu Hindistan’ın zengin bölgelerinden biri idi. Ekim 1014’te Gazne’den hareket eden Sultan Mahmut, o yüzyılın en büyük tapınak şehri olan Thanesar’a girerek halkın hiçbir mukavemetiyle karşılaşmadan bu şehri zapt etti.

 Rajputana Çölü üzerinden gelerek şehri yağmalayan Sultan Mahmut, bölgedeki tapınakları yıkarken Chakraswami tapınağını da söktürüp Gazne’ye gönderdi. Parçalanan putların iki yüz bin esirle Mekke ve Bağdat’a nakledildiği rivayet edilmektedir. Sultan bu kolay başarıdan sonra Dehli’yi fethetmek istemişse de müşavirleri daha fazla ilerlemenin şimdilik doğru olmayacağına onu inandırdılar. Bunun üzerine sultan, Dehli yerine daha önce kendisine karşı savaşan Keşmir Racasının üzerine yürümeyi tercih etti.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Trilochanapal Seferi

Anandpal, Sultan Mahmut tarafından defalarca mağlup edilmesine rağmen yenme ümidini yitirmemiş ve Gazneliler karşısında gösterdiği mukavemetle de bu ümidini göstermişti. Yenilince racalığın başkentini daha emniyetli gördüğü bugünkü Salt düzlüğündeki Nandanah’a taşıyarak burada küçük bir ordu toplayıp hâkimiyetini yeniden tesis etmeyi başarmış, 1012’de ölümünden sonra da idareye oğlu Trilochanapal geçmişti.

Pencâb’da Bâtınilerin en büyük dayanaklarından birisi olan Davud etkisiz hale getirildiği sırada Gazneli hâkimiyetini tehdit edebilecek bir diğer düşman olan Trilochanapal da oldukça güçlenmişti. Bunu hâkimiyeti açısından Trilochanapal’ın idaresindeki racalığın yeniden güçlenmesine engel olmak üzere 1013’de harekete geçen sultan, kış mevsiminin bastırması üzerine geri çekilmek zorunda kaldı. Bu sebeple Gazneliler, Mart 1014’te tekrar Nandanah bölgesine yürürken sarp bir bölge olan Margala geçitlerinde mevzilenen Trilochanapal ile oğlu Bhimpal, büyük bir azimle karşı koymaya çalışmışlarsa da Gazneli kuvvetleri kar- şısında daha fazla mukavemet gösteremeyerek Keşmir Racalığına sığınmak zorunda kalmışlardır. Nandanah’ı zaptederek Trilochanapal’ı takip eden Sultan Mahmut, Keşmir ordusunun komutanı Tunga’nın müttefik ordularını da mağlup etti.

Gazneliler, hızla Keşmir içlerine doğru ilerlerken Trilochanapal de esir düşmemek için Sivalik tepelerine yönelip, orada hakimiyetini devam ettirmeye çalıştı.  Pencab’ın yönetimini komutanlarından Melik Ayaz’a bırakıp Ağustos 1014’de Gazne’ye dönen b, bölgede İslamiyetin yayılması için camiler yapılmasını emrederek, din âlimleri görevlendirmişti. Melik Ayaz şehrin surlarını yeniden inşa ettirerek Lahor ve çevresindeki kasabaların gelişmesini sağlamıştır. Böylece şehrin stratejik açıdan da önemi artmış oldu.

 Bu arada B. S. Nijjar; Sultan Mahmut’un b’da İslamiyeti en iyi şekilde yayabilmek için halka hediyeler dağıttığı yolundaki ifadelerin tamamen hayali olduğunu belirterek; onun kadın ve çocuk ayırt etmeksizin esaret altındaki insanları katletmesinin İslam dinini yaymakla izah edilemeyeceğini belirtmektedir ki, yazarın bu iddiasının kaynağı da meçhuldür.

Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Narainpur Seferi

Sultan Mahmut, Nagarkot seferinden kısa bir süre sonra Ekim 1009’da Rajputana beldesinin Alvar mıntıkasındaki Narainpur üzerine yürüdü. Burası önemli bir ticaret merkezi idi. şehir bir müddet direnmiş ise de neticede teslim olmak zorunda kalmıştır.

 Narainpur hakimi ile yapılan anlaşmaya göre, her yıl iki bin Hindli asker sultanın hizmetine gönderilecek, elli fil ve bir miktar yıllık vergi verilecek, ayrıca Raca kendisinden sonra başa geçenin de itaatini sağlayacaktı. Bu sonuçtan memnun olan sultan, ele geçirdiği ganimetlerle birlikte Gazne’ye dönerek yeniden bir problem haline gelen Multan’a yapacağı seferin hazırlıklarına başladı.

 Devrin çağdaşı tarihçi Utbî’ye dayanan araştırmacı Y. H. Bayur, Sultan Mahmut’un bu seferinin, Cemne ile Gence havzalarının Gücerat ve Malva ile olan bağlantısını rahat bir şekilde sağlamak için yapıldığı görüşündedir. Bu değerlendirme akla uygun görülmektedir. Böylelikle Utbî’nin de işaret ettiği gibi Horasan ile Güney Hindistan’ın ticaret yapabileceği yol güzergâhı açılmış ve Gaznelilerin kontrolüne girmiştir.

Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; İkinci Peflaver Seferi

Pencab seferi sırasında topraklarından geçişine müsaade etmeyen Anandpal’ı cezalandırmak arzusunda olan Mahmut, 1008 yılı sonbaharında harekete geçti. Bu gelişmeden haberdar olan Anandapal; Gwalior, Kalincar, Kannauç, Dehli ve Ecmir gibi şehirlere hâkim olan diğer Hindu racalarıyla ittifak yaparak meydana getirdiği büyük bir orduyla harekete geçti.


Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Pencâb Seferi

 Gazne’ye dönüşünden sonra sultanın Mâverâünnehr’de gelişen hadiselerle uğraşmasını fırsat bilen Sukhpal, sultan tarafından daha önce önemli idari mercilere tayin edilmiş bulunan bütün görevlileri azlederek Hindu yöneticilerle ittifak yaptı ve tekrar eski dinine döndü. Bunun üzerine gazaba gelen Sultan Mahmut, kış mevsiminin şiddetine rağmen Pencâb üzerine yürüdü.


Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Multan Seferi

Sebüktegin döneminde Gazneli hâkimiyetini tanıyarak sadakatle bağlanmış olan şeyh Hamid Lodi’nin torunu Ebu’l Feth Davud, 1005’de Gaznelilere ihanet ederek isyana kalkışmış, ayrıca Karmatîliği benimseyerek bölgeyi fitne ve fesada boğmuştu. Onun için Mart/Nisan 1006’da Gazne’den hareket eden Sultan Mahmut, Multan seferine çıktı.


Gazenli Sultan Mahmut'un Tahta Çıkışı


Tahta Çıkışı

 Mahmut, sonucun kuvvet kullanmak suretiyle alınacağına kanaat getirdikten sonra süratle hazırlıklarını tamamladı. O arada diğer kardeşi Nasr ile amcası Buğracık’ı da kendi tarafına çekmeyi başardı. Onlar da ordularıyla Herat’ta Mahmut’a iltihak ettiler. Mahmud durumunu iyice kuvvetlendirdikten sonra Gazne üzerine yürüdü. İsmail şehri korumak üzere Belh’den ayrılmıştı. Ancak kumandanlarının bir kısmı Mahmut’a taraftardı ve gizlice onunla mektuplaşmaktaydı.

Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Bhatiya Seferi

 Sultan Mahmut, 1002 yılında Sistan’da çıkan bir isyanı bastırarak, burayı Horasan’a dâhil ettikten sonra Bhatiya seferine çıktı. Daha önce Peşaver üzerine yürüyüşü ve Caypal ile yaptığı savaşta Bhatiya Racası Bajra’dan (Beji Ray) destek uman Mahmut, beklediği yardımı göremeyince babası Sebüktegin döneminde dostluk tesis ettikleri bu racayı cezalandırmak için Ekim 1004’te Gazne’den ayrıldı. Daha önce barış tesis ettiği Anandpal’ın hâkimiyetindeki Belucistan yolunu takip ederek Sind nehrini Multan bölgesinden geçip Bhatiya önlerine gelen Mahmut, Gazne ordusuna karşı ancak üç gün boyunca mukavemet edebilen racayı ağır bir hezimete uğrattı.


Gazneli Sultan Mahmut Seferleri; Peflaver ve Waihind Seferi

 Bazı kaynaklar Sultan Mahmut’un ilk seferi olarak 999 veya 1000 yılında Kabil’in doğusuna, b’a yapılan bir askeri hareketi gösterirler. Ancak çağdaş kaynaklarda bu sefere dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu sebeple Gazneli Mahmut’un Peşaver üzerine gerçekleştirdiği hareketi Hindistan’a yapılan ilk sefer olarak kabul etmek gerekir.


Gazneliler Devleti Sultanı Mahmut Nasihatları

 Hükmetmek için hazinenin dolu olması gerekir. Zulüm ve haksızlıkla bir malı alır ve hazinene koyarsan dünya ve ahiret düşmanım sen olursun. Yönetimle ilgili hiçbir işte ihmal gösterme adalet ve hakikat yolundan çıkma. Yöneticilerini kontrol et, ordunun silahlarından,maaş ve yiyecek durumlarından haberdar ol. Yiğit kimselere iyi davran ta ki sana karşı müşfik olsunlar.

24 Mayıs 2013 Cuma

Gazneliler Devleti'nin Coğrafi Konumu

Gaznelilerin Coğrafi Konumunun Önemi

Gerek Hindistan’a ulaşan yolları kontrol eden bir mevkide bulunması, gerekse sahip olduğu yeraltı zenginlikleri dolayısıyla ilk çağlardan bu yana önemli bir konuma sahip olup pek çok istilaya maruz kalan bu ülke önceleri ahalinin ırk, soy, din vs. bakımdan farklılığını da ortaya koyacak şekilde muhtelif bölgeler halinde ve çeşitli adlarla anılırdı. XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir bütün halinde Afganistan olarak anılmaya başlanacaktır. Bölgenin en eski ahalisi hakkında her hangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Gazneliler Devleti Nerede Kuruldu?

Gaznelilerin Kurulduğu Bölge

Tarih boyunca birbirinden çok farklı bölgelerde değişik zamanlarda ya da aynı zaman dilimi içerisinde pek çok Türk devleti var olmuştur. Bunlardan birisi olan Gazneliler devleti, M.Ö. II. yüzyıldan itibaren Türklerin yurt tuttuğu bir bölgede kurulmuştur. ilk Türk-islâm devletleri içerisinde önemli bir yere sahip olan bu devlet, iki asrı geçen hâkimiyet döneminde Afganistan ile birlikte Horasan ve Kuzey Hindistan’da büyük bir güç olarak kuvvetle varlığını hissettirecektir.

Gaznelilerin Kısa Tarihi

Gazneli Devleti'nin Özeti

Devlet, ismini Doğu Afganistan'da bulunan ve devlet merkezi olarak seçilen Gazne şehrinden almıştır. Samanoğulları Devleti`nin (819-1005) dağılmaya başladığı dönemde, bu devlette komutanlık ve valilik yapan Türklerden Horasan Emiri Alp Tigin, Doğu Afganistan'daki Gazne şehrini ele geçirerek, Gazne Devleti'nin temelini attı (963). Alp Tigin den sonra gelen İbrahim Bilge Tigin ve Piri Tigin zamanlarında Gazneliler, Samanoğulları Devleti'ne bağlı olarak varlıklarını devam ettirdi.